Burun polipi, burun ve çevresindeki sinüslerin içini döşeyen zarın(mukoza) kronik, iltihabi bir hastalığıdır.
Burunda polip nasıl bir hastalıktır? Alerjiyle ilişkisi nedir?
Burun polibi, burun ve çevresindeki sinüslerin içini döşeyen zarın(mukoza) kronik, iltihabi bir hastalığıdır. Yuvarlak ya da üzüm şeklinde sarımsı kitleler olup şişmiş mukozanın burun içine doğru uzanmasıdır. Erkeklerde kadınlardan iki kat fazla görülür. Genellikle iki taraflıdır. Kronik sinüzitli hastalarda polip allerjik olmayan grupta %5, allerjik nüfusta %1 oranında mevcuttur. Alerji burun polip oluşumunda ana neden olarak kabul edilmemeli, yatkınlık yaratan bir faktör olarak değerlendirilmelidir. Özellikle ev tozu akarları ve küf mantarı, alerjik burun polipi oluşumunda önde gelen nedenlerdir.
Son yıllarda tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi hastaların rahatlamasında önemli bir faktör olmuştur. Son yıllarda besin allerjisinin burun polipi oluşumundaki etkileri yoğun olarak araştırılmaktadır.
Kanserle ilişkisi var mıdır?
Burun polipleri büyük oranda iyi huyludurlar. Ancak özellikle burnun tek tarafında gelişmiş olanlardan şüphe etmek gerekir. Yani burun polibi tek taraflı büyümüşse ve şüphemiz varsa kanser gelişme ihtimalini akılda tutmak ve biyopsi yapmak gerekir.
Polipler nasıl oluşmaktadır?
Yıllardır burun poliplerinin oluşumu üzerine çeşitli teoriler öne sürülmektedir. En temel neden mukoza şişliğidir (ödemidir). Kafatasında sinüs adını verdiğimiz boşlukların burun içine açıldığı bölgeyi daraltan anatomik değişiklikler polip oluşumuna zemin hazırlar. Enfeksiyon, alerji, aspirin hassasiyeti gibi ödeme(şişliğe) neden olan faktörler bu bölgeyi daha da daraltarak veya tıkayarak sıvı birikimine ve sonra sıvı kaçağına neden olurlar. Bu alanlarda meydana gelen açıklıklar çevredeki dokuyla tekrar sarılır. Ödemli ve yerçekimi etkisiyle sarkmış doku polip dokusunu oluşturur. Son zamanlarda polibe neden olabilen bu enfeksiyonların mantar ya da bakteri hastalığından kaynaklandığı yönünde çalışmalar artmıştır.
Burun polipi olan hastalarda ne gibi şikayetler ortaya çıkar ?
En sık görülen şikayet burun tıkanıklığıdır. Bunun yanında burun akıntısı, geniz akıntısı kaşıntı, hapşırma gibi şikayetler alerjik hastalarda daha da çok görülür. Horlama da sık görülen bir bulgudur. Hastalar burun tıkanıklığına yol açan nedenin genellikle farkında değildirler. Allerjide mevsimsel ve günlük değişikliği fark etmeyebilirler. Bulgular yavaş geliştiğinden başlama zamanının hatırlanması zordur.. Hastanın hikayesinde tat ve koku almada bozukluk olmasının yanı sıra horlama geliştiği yönünde şikayetlerle sık karşılaşılır. Eğer astım varsa wheezing (hırıltılı nefes) de bu gruba eklenir. Ekzersiz sırasında hafif nefes darlığı, yüzde dolgunluk görülebilir.
Gıda alerjisi de bir faktör müdür?
Burun poliplerinin oluşumunda gıda allerjisi yeterince değerlendirilmiş bir konu değildir. Hastalar allerjilerinin farkında olmadıkları için cilt testleri tanıda önemlidir. Gıda allerjisi, olduğundan daha az tespit edilen bir alerjidir. Besin allerjisi, hızlı ve gecikmiş reaksiyon olarak iki gruba ayırılabilir. Hızlı reaksiyon, Immunglobulin (IgE) bağımlı tiptir. Besin allerjilerinin % 5’inde görülür. Asıl büyük grup (%95) geri kalan aşırı duyarlılık grubudur(tip2-3-4-). Bunlar sıklıkla yenilen, muhtemelen günlük yemeğimizin parçalarıdır. Hazır gıdalar dahil tüm yiyecekler olabilir.
Çocuklarda burun polipi olur mu?
Olur. 16 yaş altında polibi olan çocuklarda genetik bir hatadan kaynaklanan kistik fibrozis adı verilen hastalığın olup olmadığı araştırılmalıdır. Ter testi ve genetik çalışmayla tanı konulur. Hayati tehlikesi yüksek bir hastalıktır.
Burun polipi tanısı nasıl konmaktadır?
Burun muayenesi sırasında burun boşluğu içinde polip kitlesi görülür. Teşhisi kolaydır. Nadir durumlarda şüphe varsa biyopsi alınır. Biyopsi öncesi tomografi çektirilir. Tomografide de muayene ile görülemeyen polipler görülebilir. Burun muayenesinde endoskop kullanmak arka bölümlerde gizlenmiş poliplerin tespitini kolaylaştırır.
Burun poliplerinin kesin tedavisi var mıdır?
Tamamında olmasa bile birçok hastada kesin sonuç alınabilmektedir. Tedavide temel yöntem ilaç ve cerrahi müdahaleden optimum şekilde yararlanmaktır.
Burun poliplerinin ilaçla tedavisinin amaçları şöyle özetlenebilir:
- Polipleri ve rinit (burun iltihabı) bulgularını yok etmek
- Burun solunumunu ve koku duyusunu yeniden sağlamak
- Nüksetmesini engellemek. Ayrıca ağrı ve rahatsızlık hissi olmaması, düşük maliyetli, kısa süreli ama uzun etkili tedavinin minimum yan etkiyle gerçekleşmesi istenir.
Kortizonlu burun spreyleri başlangıçta en az 4-6 hafta kullanılmalı, hasta fayda görüyorsa devam edilmelidir. Bu süre sonunda bir yanıt alınamamışsa 10 gün kadar sistemik (ağızdan ya da enjeksiyon) tedavisi verilebilir. Yine yanıt yoksa bilgisayarlı tomografi (BT) çekilip cerrahi müdahale yönünden değerlendirilir. Ağızdan ya da enjeksiyon tedavisine cevap alınmışsa tekrar burun spreyleriyle tedaviye devam edilebilir. Bu tedaviler sürerken hastanın saptanmış, altta yatan bir patolojik durumu varsa tedavi edilmelidir. Enfeksiyon mevcutsa antibiyotik başlanmalıdır. Bilinen bir allerjen varsa hasta uzak kalmaya çalışmalıdır. Gereken hastalara aşı tedavisi uygulanır. Aşı tedavisi artık oral(ağızdan) yolla da uygulanabilmektedir. Besin allerjisi olanlarda allerjik besinler saptanıp diyet yapılmalıdır. Tedaviye en iyi cevap veren allerjik polip türü besin allerjisi kaynaklı olabilir. Burun poliplerinin bronşial astım ve aspirin hassasiyeti ile olan ilişkisi bilinmektedir. Aspirin duyarlılığı olan hastalarda nüks oranı daha fazladır. Hastaya allerjenlerden kaçınarak uygun çevre kontrolü öğretilmelidir. Antijenler için aşı tedavisi yapılabilir. Muhtemel mantar enfeksiyonlarına karşı son zamanlarda solusyon ve sprey tarzında ilaç geliştirilme çalışmaları sürmektedir.
Cerrahi girişimin tedavideki yeri nedir?
Mümkün olduğunca polipleri temizlemek ve ilaç tedavisi desteğiyle nüksleri önlemeye çalışmak gerekir. Altta yatan neden ne olursa olsun polip cerrahi dışı tedavilerden fayda görmemişse cerrahiye gereksinim vardır. Bugün için en iyi cerrahi yöntem endoskopik sinüs cerrahisidir. Son yıllarda geliştirilen endoskoplarla cerrahi daha etkili bir şekilde yapılmaktadır. Ameliyat sonrası takiplerde de endoskop kontrolünün radyolojik incelemelere göre daha değerli olduğu söylenebilir.
Ciddi tıkayıcı bulguları olan ve cerrahi tedavi yapılmış olsun olmasın özellikle yüksek doz ağızdan kortizon ya da uzun süre sprey tarzında kortizon alan hastaları ise daha yakından izlemek gerekir.